0

Ticari Terk Suçu | Çarşanbalı Hukuk Bürosu

Ticari Terk Suçu

Günümüzde ekonomik olarak dara düşen esnaf ve tacirlerin, o darlığın muhatabı olan tüzel kişilikten kurtulmaya çalışması, diğer bir deyişle izini kaybettirmeye çalışması sık sık kurtuluş olarak görülen bir yöntemdir. Borçlu bir dükkana gittiğinizde kapı duvar bulmak, borçluya tebliğ yapılamadığından sürünen icra takipleri ve daha bir çok sıkıntı alacaklılar tarafından maruz kalınan durumlardır.. Peki ticareti habersizce terk etmenin, diğer deyişle ortadan kaybolmanın hapis cezasını gerektirir bir suç olduğunu biliyor muydunuz?

İcra İflas Kanunu 44. Maddesine göre ticareti terk eden bir tacir bunu 15 gün içinde ticaret siciline bildirmek ve alacaklılarının bilgisi ile birlikte mevcut mallarını beyan etmek zorundadır. Sicil Müdürlüğü de bunu Bankalar Müdürlüğü dahil ilgili kurumlara bildirir. Bu terk ilanından itibaren bir sene içinde, ticareti terk eden tacir hakkında iflas yolu ile takip yapılabilir.

Yine İcra İflas Kanununun 337/a maddesinde “44 üncü maddeye göre mal beyanında bulunmayan veya beyanında mevcudunu eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim olan değerini haciz veya iflas sırasında göstermeyen veya beyanından sonra bu malları üzerinde tasarruf eden borçlu, bundan zarar gören alacaklının şikayeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” denmektedir. Şikayete bağlı bu suçta şikayet hakkı şikayet edenin terki öğrenmesinden itibaren 3 ay ve her halukarda terk fiilinden itibaren 1 yıl geçmekle düşer. Tacir eğer bu fiillerin işlenmesinden alacaklının zarar görmediğini ispat eden borçluya ceza verilmez.

Ticareti terk etme suçunun işlendiği tarih ile buna bağlı olarak şikayet edilebilme süresinin başlangıcının doğru olarak tespit edilebilmesi i için ticareti terk etme kavramının ne olduğunu ve ne zaman gerçekleştiğini tanımlamak gereklidir. Öğretide, “ticari işletmeyi kendi adına işletmekten vazgeçmek veya ticari işletmeyi kapatmak veya dağıtmak” olarak tanımlanan ticareti terk eylemi, mevzuatta belirlenen yöntemlerle resmi olarak ticari faaliyetin sonlandırılması şeklinde ortaya çıkabileceği gibi, ticari işletmenin resmi kayıtlarda varlığını sürdürmekle birlikte fiili olarak faaliyetine devam etmemesi şeklinde de gerçekleşebilir. Yani kişi resmi kayıtlarda aktif olarak ticarete devam ediyor göründüğü halde rutin bildirim, vergi gibi sorumluluklarının hiçbirini yerine getirmiyorsa, fiilen hiçbir ticari faaliyette bulunmuyorsa ticareti terk etmiş sayılır. Ancak bu durumun tespit edilmesi gerekir. Hangi durumda terk etmiş sayılacağı hukuki yorum konusudur. Örneğin, adresin değiştirilmesi, bir başka adrese taşınılması olgusu tek başına ticaretin terk edildiği anlamına gelmemektedir. Örneğin bu durumu tespit edebilmek için haciz yoluna gidilerek dükkanda kimsenin uzun süredir faaliyet göstermediğinin komşulara ve sair sorularak haciz memurlarınca kayıt altına alınması gibi yöntemlere başvurulabilir vakıaya göre.

Terki doğru vasıflandırabilmek ve zamanında şikayette bulunabilmek için hukuksal yardım alınması gerekmektedir. Bu konularda danışmak ve hizmet almak için avukat yardımına başvurmayı tavsiye ediyoruz.

STJ. AV. NUR ŞİRİN ATSIZELTİ

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *