Acil Olmadığı Halde Zamansızlık Nedeni İle Başvuran Bir Hasta, Diğer Acil Hastaların Haklarını İhlal Etmiş Olmuyor Mu ?
ACİL OLMADIĞI HALDE ZAMANSIZLIK NEDENİ İLE BAŞVURAN BİR HASTA, DİĞER ACİL HASTALARIN HAKLARINI İHLAL ETMİŞ OLMUYOR MU?
1-Önce Anayasal düzenlemeye bakalım
MADDE 56- Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Devlet herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir
Anayasal düzenlemeye bakıldığında devlet herkesin beden ve ruh sağlığındaki iyilik halini kamu ve özel sağlık kuruluşları aracılığıyla yerine getirmek zorundadır. Bu maddeyi konu başlığımız olan “acil olmayan hastanın acil servise müracaat etmesi” olayı açısından değerlendirecek olursak sağlıklı yaşama hakkına sahip hakkına sahip olan bireyin sağlık kuruluşuna müracaat ederek bu hakkını kullanmasına imkan tanınmaktadır. Oysa faraza birey acil servise acil olmadığı halde müracaat etmiş ise ne yapılmalıdır? Bu senaryoya göre hasta birey iki şekilde hareket etmiş olabilir: Yaşadığı ağrı halinin acil olup olmadığını bilememesi veya kasten sağlık hizmetinden ücretsiz olarak yararlanmak adına acil servise müracaat etmesi. Her iki durumu da değerlendirmek suretiyle burada “hak ihlali” konusunu tespit etmiş olabiliriz.
2- Avrupa’da Hasta Haklarının Geliştirmesi Bildirgesinin 2.1. maddesine göre sağlık servisleri ve bu servislerin en iyi nasıl kullanılacağı konusundaki bilgi herkes için ulaşılabilir olmalıdır.
Bu hükme göre bireylerin acil servis konusundaki bilgiye ulaşamamasından kaynaklı olarak yanlış birime müracaattan devletin bizzat kendi sorumluluğu vardır. Dolasıyla sorumlu Sağlık Bakanlığıdır. Günümüzde halen acil servislere müracaat ile ilgili ilmi tartışmaların yapıldığı ve uygulamada da hastanelerin camlarında dahi acil müracaat ile ilgili bilgiye rastlanmaması bildirgenin maddesine göre ve Anayasa 56’ya göre hareket edilmediğini göstermektedir. Kastı dışarda tutarak hastaların genel itibariyle kast dışı eylemle acil servise müracaat etmesi bilgi eksikliğinden kaynaklandığı göz önüne alınırsa sorumluluğun hastada değil bakanlık ve ilgili alt görevlilerde olduğunu söylemek mümkündür.
3-Dünya Tıp Birliği Helsinki Bildirgesi 2.maddesine göre “hekimin ödevi insan sağlığını korumak ve geliştirmektir. Hekimin bilgi ve vicdanı bu görevin yerine getirilmesine adanmıştır”
Hekimlik Mesleğinin Etiği Kurallarının 5.maddesinde “Hekimin öncelikli görevi, hastalıkları önlemeye ve bilimsel gerekleri yerine getirerek hastaları iyileştirmeye çalışarak insanın yaşamını ve sağlığını korumaktır. Meslek uygulaması sırasında insan onurunu gözetmesi de, hekimin öncelikli ödevidir.”
Bu hükümler gereğince hekimin görevi hastalar arasında hak ihlalleri ile görevli olmayıp hekime düşen insan sağlığını korumak ve geliştirmektir. Acil servise acil olmayan halde başvuran hastanın diğer hastaların haklarını ihlal etme durumunda dahi bu kişisel bir hakkın ihlali olarak yorumlanacağından hekimin sorumluluk hak ve yetkilerinin dışındadır.
4-Bu mevzuata ek olarak Hasta Hakları Yönetmeliğinde “bilgi verme” hususuna ayrıntılı olarak yer verilmiştir. Yargıtay kararlarına göre de bilgi vermeme başlı başına sorumluluk nedenidir. Hasta Hakları Yönetmeliğinin 1.maddesinde bu yönetmeliğin “milletlerarası hukuki metinlerdeki hasta haklarını” somut olarak göstermek amacı taşıdığından bahsedildiğine göre yönetmeliğin 7.maddesinedeki “bilgi isteme” hakkını genel çerçevede değerlendirmek lazımdır.
5-Acil sağlık hizmetleri yönetmeliği 4.maddesinde:
- h) Acil Servis: Sağlık hizmeti sunan kamu kurum ve kuruluşları ile özel hukuk tüzel kişileri ve gerçek kişiler tarafından kurulmuş yataklı tedavi kuruluşları bünyesinde yer alan acil servisleri,
- i) (Değişik:RG-24/3/2004-25412)Acil Sağlık Hizmetleri: Acil hastalık ve yaralanma hallerinde, konusunda özel eğitim almış ekipler tarafından, tıbbi araç ve gereç desteği ile olay yerinde, nakil sırasında, sağlık kurum ve kuruluşlarında sunulan tüm sağlık hizmetlerini,
- j)Acil Yardım: Acil sağlık hizmetleri konusunda özel eğitim görmüş ekipler tarafından, tıbbî araç ve gereç desteği ile olay yerinde ve hastaneye nakil sırasında verilen hizmetlerin bütününü,
- k) (Değişik:RG-24/3/2004-25412)İlkyardım: Herhangi bir kaza yada yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda sağlık görevlilerinin tıbbi yardımı sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması yada durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamaları,
- l)Acil Tedavi: Hastaneler ile diğer sağlık kurum ve kuruluşlarında acil tıbbî tedaviye ihtiyacı olanlara sunulan hizmetlerin bütününü,
- o)Hasta:Acil sağlık hizmetine ihtiyacı olan kişiyi,
6- Ülkemiz, 9 Haziran 1949 tarih ve 5062 sayılı kanunla onaylayarak resmen üye olduğu Dünya Sağlık Örgütü(WHO) Anayasasının getirdiği yükümlülükleri yerine getirmekle mükelleftir. Yani yukarıda belirtilen haller Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve tüm sağlık kurum ve kuruluşlarını bağlar. Ulusal mevzuatımızda bu dar tanım yorumlana dursun üyesi olduğumuz Dünya Sağlık Örgütü bazı acil halleri şu şekilde saymıştır. Yüksekten düşme, elektrik çarpması, donma, soğuk çarpması, ısı çarpması, ciddi yanıklar, ciddi göz yaralanmaları, zehirlenmeler, ciddi alerji, omurga kırıkları, hipertansiyon krizleri, astım krizi, akut solunum problemleri, şuur kaybına neden olan her türlü durum, ani felçler, ciddi genel durum bozukluğu, yüksek ateş, genel durum bozukluğunun eşlik ettiği diyaliz hastalığı-akut batın, menenjit, beyin apsesi, akut psikotik tablolar, migren ve/veya kusma, şuur kaybıyla beraber olan baş ağrıları, yenidoğan komaları, başlamış doğum faaliyeti vb…(http://www.hastahaklari.net/Acile–acil–Mudahale-362-haberi.aspx)
SONUÇ
Ulusal ve uluslararası mevzuattada da belirtildiği üzere acil servislere başvuruda hasta bireyi salt tek başına kusurlu kabul etmek mümkün değildir. Acil servisler konusunda yayımlanmış net bildirge yoktur. Bakanlık seviyesinde de resmi web sitesinde dahi arama yapıldığında bilgi broşürü yer almamaktadır. Bu nedenle acil servise başvuruda diğer hastaların ihmalinden devlet sorumludur denilebilir. Bilgilendirme yükümlülüğünde ihmal kabul edilemez. Saygılar
AV.ŞAHİN ÇARŞANBALI
HASTA HAKLARI AKTİVİSTLERİ DERNEĞİ YK ÜYESİ