0

DEVLET MEMURU HEKİMİN DİSİPLİN SORUMLULUĞU

Devlet memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

A – Uyarma : Memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.

Uyarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

a) Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak,

b) Özürsüz veya izinsiz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak, görev mahallini terketmek,

c) Kurumca belirlenen tasarruf tedbirlerine riayet etmemek,

d) Usulsüz müracaat veya şikayette bulunmak,

e) Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak,

f) Görevine veya iş sahiplerine karşı kayıtsızlık göstermek veya ilgisiz kalmak,

g) Belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmak,

h) Görevin işbirliği içinde yapılması ilkesine aykırı davranışlarda bulunmak.

B – Kınama : Memura, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesidir.

Kınama cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

a) Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımından kusurlu davranmak,

b) Eşlerinin, reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının kazanç getiren sürekli faaliyetlerini belirlenen sürede kurumuna bildirmemek,

c) Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak,

d) Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,

e) Devlete ait resmi araç, gereç ve benzeri eşyayı özel işlerinde kullanmak,

f) Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzeri eşyayı kaybetmek,

g) İş arkadaşlarına, maiyetindeki personele ve iş sahiplerine kötü muamelede bulunmak,

h) İş arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hareketle sataşmak,

ı) Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim ve benzeri şekiller çizmek ve yapmak,

j) Verilen emirlere itiraz etmek,

k) Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak,

l) Kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak.

m) (Ek alt bend: 17/09/2004 – 5234 S.K./1.mad) Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek.

C – Aylıktan kesme : Memurun, brüt aylığından 1/30 – 1/8 arasında kesinti yapılmasıdır.

Aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

a) Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak,

b) Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek,

c) Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak,

d) Görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunmak,

e) Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek,

f) Görev yeri sınırları içerisinde her hangi bir yerin toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz olarak kullanılmasına yardımcı olmak,

g) İkamet ettiği ilin hudutlarını izinsiz terketmek,

h) Toplu müracaat veya şikayet etmek,

ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,

j) Yasaklanmış her türlü yayını görev mahallinde bulundurmak.

D – Kademe ilerlemesinin durdurulması : Fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1 – 3 yıl durdurulmasıdır.

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

a) Göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek,

b) Özürsüz ve kesintisiz 3 – 9 gün göreve gelmemek,

c) Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak,

d) Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak,

e) Görev yeri sınırları içinde herhangi bir yeri toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz kullanmak veya kullandırmak,

f) Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek,

g) (Mülga bend: 17/09/2004 – 5234 S.K./33.mad) *1*

h) Ticaret yapmak veya Devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak,

ı) Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak,

j) Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak,

k) Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak,

l) Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek,

m) Diplomatik statüsünden yararlanmak suretiyle yurt dışında, haklı bir sebep göstermeksizin ödeme kabiliyetinin üstünde borçlanmak ve borçlarını ödemedeki tutum ve davranışlarıyla Devlet itibarını zedelemek veya zorunlu bir sebebe dayanmaksızın borcunu ödemeden yurda dönmek,

n) Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak,

o) Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak.

E – Devlet memurluğundan çıkarma : Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır.

Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

a) İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,

b) Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek,

c) Siyasi partiye girmek,

d) Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,

e) Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak,

f) Amirine ve maiyetindekilere fiili tecavüzde bulunmak,

g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,

h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,

ı) Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,

j) Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,

k) 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek.

Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların sicilden silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır. Aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza verilir.

Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve iyi veya çok iyi derecede sicil alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir.

Yukarıda sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallere nitelik ve ağırlıkları itibariyle benzer eylemlerde bulunanlara da aynı neviden disiplin cezaları verilir.

Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan Devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının 1/4’ü – 1/2’si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir.

Özel kanunların disiplin suçları ve cezalarına ilişkin hükümleri saklıdır.

Yukarıda yazılı disiplin kovuşturmasının yapılmış olması, fiilin genel hükümler kapsamına girmesi halinde, sanık hakkında ayrıca ceza kovuşturması açılmasına engel teşkil etmez.

AV.ŞAHİN ÇARŞANBALI

www.carsanbalihukuk.com

—————————————–

ESTETİK AMELİYATLARDA HEKİMİN TAZMİNAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ
25 MAYIS 2018 BLOG 0 COMMENTS AVSAHİNC
ESTETİK AMELİYATLARDA HEKİMİN TAZMİNAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Hasta ile hekim arasında estetik amaçlı sağlık ilişkisi kurulduğunda bu ilişkiden doğan hukuki durum eser sözleşmesi kapsamında ele alınacaktır. Bu kapsamda Borçlar Kanunu hükümleri açısından olayı değerlendirmek gerekirse;

Eser sözleşmesi Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre eser sözleşmesin hükümleri kapsamında hekim estetik olarak bir eser meydana getirmeyi ve hasta da bunun karşılığında bir bedel üstlenmektedir.

Borçlar Kanunun 471.maddesine göre hekim estetik amaçlı tıbbi müdahale yaparken hastanın menfaatlerini, sadakat ve özenle gözetmek zorundadır.

Hekim vaad ettiği eseri bizzat kendisi veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak estetik müdahalenin yapılması hususunda hekimin bizzat kişisel özellikleri önem taşımıyorsa işi başkasına yaptırabilir. Hasta hekim ilişkisi açısından düşünüldüğünde hastalar bizzat kendi muayenahanesi olan hekime müracaat ettiklerinde hekimin kişisel özellikleri ön plana çıkmaktadır. Fakat özel hastane bünyesinde yapılan estetik müdahalelerde kurum ön planda olmakta ve aradaki eser sözleşmesi de sağlık kuruluşu ile hasta arasında yapılmaktadır.

Estetik müdahale esnasında kullanılan tıbbi malzemelerin ayıplı/hasarlı/bozuk olmasından kaynaklı sorumluluk hekime aittir. Hekimin ayrıca malzeme tedarik eden kişi veya kuruma karşı dava açma hakkı saklıdır.

Borçlar Kanunu 473.maddesi gereği hekim işe zamanında başlamaz veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirirse ya da ortaya çıkan geciknme yüzünden işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği ortaya çıkarsa hasta belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir.

Estetik müdahale sürecinde hekimin veya sağlık kuruluşunun hastaya bir kusur atfetmeksizin ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak bir eser meydana getireceği açıkca görülüyorsa hasta bunu önlemek için vereceği veya verdireceği uygun süre içinde yükleniciye, ayıbın veya aykırılığın giderilmesi; aksi takdirde hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, onarımın veya işe devamın bir üçüncü kişiye verileceği konusunda ihtarda bulunabilir.

Borçlar Kanunu 474.maddesi gereği eserin meydana getirilmesinden sonra hasta yapılan estetik müdahaleyi gözden geçirir ve ayıp varsa bunu hekime/sağlık kuruluşuna bildirir. Bu konuda bilirkişi raporuyla belirlenmesini de isteyebilir

Borçlar Kanunu 475.maddesi gereği hasta, hekimin sorumlu olduğu hallerde seçimlik hakkını kullanabilir. Bunlar ;

1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.

2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.

3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.

İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.

Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.

Borçlar Kanunu 476.maddesi gereği eserin ayıplı olması hekimin/sağlık kuruluşunun açıkça yaptığı ihtara karşın, hastanın verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple işsahibine yüklenebilecek olursa hasta, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz.

Borçlar Kanunu 477.maddesine göre eserin açıkça veya örtütülü olarak kabulü sonrasında hekim her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilmeyecek olan ayıplar için sorumluluk devam eder. Hasta, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa hasta, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.

Estetik müdahalelerden kaynaklı açılabilecek davalar eserin yapılmasından başlayarak iki yıl, hekimin ağır kusuru varsa ayıplı estetik müdahalenin yapılmasından itibaren yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.

Borçlar Kanunu 479.maddesine göre hastanın bedel ödeme borcu eserin meydana gelmesi anında muaccel olur. Estetik müdahale örneğin tüm vücudun birçok bölgesini içermekte ve parça parça bitirilmesi konusunda kararlaştırılmışsa o halde her bir bölgenin bitiminden sonra hasta ödeme yapmalıdır.

Borçlar Kanunu 480.maddesine göre estetik müdahale ücreti baştan belirlenmişse hekim fazla emek ve masraf yapmış olsa da belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez. Birçok reklam tanıtım broşürlerinde de sabit bir fiyatın belirlenmesi bu duruma örnektir. Fakat başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülüp de taraflarca göz önünde tutulamayan durumlar vuku bulur ve bu durum eserin tamamlanmasına engel olursa bu durumda sözleşmenin yeni koşullara uyarlanması hakimden istenebilir. Bunun mümkün olmaması veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Dürüstlük kuralının gerektirdiği durumlarda yüklenici, ancak fesih hakkını kullanabilir.

Borçlar Kanunu 481.maddesine göre estetik müdahale fiyatı baştan belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse, bedel, yapılşdığı yer ve zamanda eserin değerine ve hekimin giderine bakılarak belirlenir.

Borçlar Kanunu 482.maddesine göre başlangıçta yaklaşık olarak belirlenmiş estetik müdahele bedelinin, işsahinin kusuru olmaksızın aşırı ölçüde aşılacağı anlaşılırsa hasta, eser henüz tamamlanmadan veya tamamlandıktan sonra sözleşmeden dönebilir. Bu durumda hakkaniyete uygun bir bedel ödenmelidir.

Borçlar Kanunu 484.maddesine göre hasta estetik müdahelenin belli seanslar gerektirdiği durumlarda yapılmış olan kısmın karşılığını ödemek ve yüklenicinin bütün zararlarını gidermek koşuluyla sözleşmeyi feshedebilir.

Borçlar Kanunu 485.maddesine göre estetik müdahele hasta bakımından gelişen beklenmedik olaylar nedeniyle imkansızlaşırsa hekim, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir. İfa imkansızlığının ortaya çıkmasında hastanın kendi kusuru varsa, yüklenici ayrıca tazminat isteme hakkına sahiptir.

Borçlar Kanunu 486.maddesi gereği hekimin kişisel özellikleri göz önünde tutularak yapılmış olan sözleşme, onun ölümü veya kusuru olmaksızın eseri tamamlama yeteneğini kaybetmesi durumunda kendiliğinden sona erer. Bu durumda, hasta, eserin tamamlanan kısmında yararlanabilecek ise, onu kabul etmek ve karşılığını vermekle yükümlüdür.

Estetik operasyonların diğer tıbbi müdahalelerden ayıran en önemli unsur çoğu kez tıbbi bir zorunluluk olmamasına rağmen hekimle hasta arasında bir sözleşme kurulması ve sonucun tıbbi gelişmeler muvacehesinde ön görülebilir olmasıdır.

Fakat estetik müdahalenin amacı vücudu güzelleştirmek veya fiziksel yapısını değiştirmek değil de tıbbi bir gereklilik ve sağlığı düzeltme amacı taşıyorsa aradaki ilişki bu kez vekalet ilişkisi olacaktır.

Estetik operasyonlarda iddialarını ispat etme yükü haksız fiile dayalı olarak malpraktis davalarından farklı olarak kural olarak hekimin üzerindedir. Hekim, hastanın kanundaki yükümlülüklerine uymadığına dair kusuru varsa bunu kendisi ispatlamalıdır. Hekimin kanun ve sözleşmedeki yükümlülüklerine uymadığı, kusurlu ve hatalı estetik müdahale yapıldığı, hastanın uyarı ve bildirimlerine uymadığı hususları hasta tarafından ispat edilmelidir.

Estetik amaliyat/operasyon/müdahaleler eser sözleşmesi sayılması nedeniyle eserin olması gerektiği şekilde teslimini ispat yükü hekimin üzerindedir. Bu hususta hekimin eseri hasta ile arasındaki sözleşmede belirlenen şekilde teslim ettiğine dair belgelerleri sunması gereklidir.

AV.ŞAHİN ÇARŞANBALI

www.carsanbalihukuk.com

CEZA DAVASI DOSYASI İLK İNCELEMEYİ NASIL YAPIYORUZ?
15 MART 2019 BLOG 0 COMMENTS AVSAHİNC
SORU : Çarşanbalı Hukuk Bürosu ceza davası dosyalarını ilk incelemede hangi yolları izlemektedir?

AV.ŞAHİN ÇARŞANBALI : Bir ceza dosyası her zaman keyif aldığımız işlerden biridir. Bu tür dosyalar hayatın içinden olayları barındırması nedeniyle hızlı okunur ve hafıza daha hızlı kalmaktadır. Fakat olay çözümleme bu kadar basit algılanamaz. Bunun için belli sistematik inceleme metotları vardır. Bizim izlediğimiz yöntem şöyledir :

Mevcutta tarafımıza inceleme talebi olarak teslim edilen ceza dosyasından örnekle anlatalım :

Suç internet üzerinden kredi kartı ile dolandırıcılık vakasıdır. İzlediğimiz ve halen devam ettiğimiz işleri şu şekilde sıralandıralım ;

Sanığa/Şüpheliye ait mevcut dosya incelenip sorular çıkarılır
Sanık/Şüpheli ofise davet edilerek bu sorular çerçevesinde konuşulur ve hikayenin iskeleti çıkartılır
Tutuklu ise cezaevine dosya örneği ile gidip soru cevap faslı gerçekleştirilir. Devamlı irtibat kurulamadığı için hikayeyi kendi ağzından yazması istenir.
Adına başka davaların olup olmadığı ile ilgili e devlet şifresi ile kontrol yapılır
Adına başka dosyalar varsa onlar da değerlendirilerek raporumuza dahil edilir.
Bu adımlardan sonra tarafımıza genel malumat elde edilmiş olur. Peki dosyayı nasıl inceliyoruz?

Dosya en alttan başlamak üzere okunur ve davada sanığın/şüphelinin pozisyonuna göre gerekli notlar ve sorular çıkartılır
Genel bir şema çıkartılarak dosyadaki kişiler ve deliller eşleştirilir
Hangi suçtan yargılanıyorsa o suça dair mevzuat çerçevesinde ne kadar bir ceza ile yargılandığı ve dosyadaki deliller çerçevesinde sanığın durumunun kritik olup olmadığı tespit edilir
Davanın bulunduğu aşamaya göre yol haritası çıkartılır ve davanın kurgusu yapılır. Bu yapılırken tüm olası ihtimaller göz önünde bulundurulur.
Müvekkile araştırma sonucuna göre rapor ve teklif verilir.
Bu tür bir dosya inceleme dosya kapsamına göre 3 gün ila 10 arasında değişmektedir. Titiz ve önleyici biz hizmet olması nedeniyle bu incelememiz ücrete tabidir. Bu şekilde inceletmek istediğiniz dosyalarınız var ise bizden teklif alabilirsiniz.

AV.ŞAHİN ÇARŞANBALI

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *