SAĞLIK SEKTÖRÜNDE AÇILACAK İŞ DAVALARINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER-İÇTİHAT ANALİZİ-1
GENEL AÇIKLAMA
Bilindiği üzere sağlık sektörü içinde özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekim ve sağlık teknisyen ve işçileri İş Kanunu ve Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olmaları nedeniyle sağlık sektörüne hukuk hizmeti veren bir avukat olarak sizlerle önemli bir Bölge Adliye Mahkemesi kararını analiz ederek paylaşmak istiyorum. Bu karara konu olan yerel mahkeme kararında da görüleceği üzere 6100 sayılı yeni Hukuk Muhakemelerine göre birçok iş davası belirsiz alacak davası olarak açılması nedeniyle davanın reddi ile sonuçlanmıştır. Bu da yıllar süren yargı sürecinde mağduriyetin bir kere daha artmasına neden olmaktadır. Usuli açından dava hazırlığının bir dilekçeden ibaret olmadığı ve mutlaka profesyonel bir şekilde ele alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Alıntıladığımız karar Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi E.2017/314 , K.2017/451 , T.27.03.2017 sayılı karardır.
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, tarafların istinaf talebi üzerine mahkemece dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir. ( Karar ve içerik tarafımca özetlenmiştir)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı taraf dilekçesinde sgk kayıtlarında aralıklı olarak çalışma gösterildiğini, maaşının 2500 TL olmasına rağmen asgari ücret gösterildiğini, işten ayrılmadan evvel istifa dilekçesi imzalattırıldığını, belirli süreli iş sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500 TL son 30 günlük ücret, 500 TL ihbar tazminatı, 500 TL hafta tatili, 500 TL fazla mesai, 500 TL ulusal bayram genel tatil alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının istifa dilekçesi imzaladığını kabul etmiş olduğunu bu nedenle ihbar ve kıdem tazminatı talep edemeyeceğini, davalı şirket bünyesinden alacağı olmadığını, bilirkişi raporundan aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesinde meslek odası ve tanık beyanlarına göre gerçek ücretin 2500 TL olduğu, toplanan deliller ve tanık beyanlarına göre davacı işçinin davalı işveren bünyesinde fasılasız olarak çalıştığı kabul edilerek SGK kayıtlarına itibar edilmemiştir.
İhbar tazminatı yönünden davalı işveren tarafından haklı nedenle fesih ispatlanamaması nedeniyle ihbar tazminatına hak kazandığı anlaşılmıştır. Fazla mesai talebine ilişlin olarak fazla çalıştığı anlaşılan işçinin zamlı ücret ödenmesi gerekliliği karşısında bu ödemenin yapıldığı işveren tarafından ispatlanamaması nedeniyle işçi lehine fazla mesai ödenmesine hükmedilmiştir.
Genel tatil alacağı talebine ilişkin dinlenen tanık beyanlarına göre dini bayramlar dışında ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığının belirtildiği, buna göre davacının genel tatil tatil alacağı bulunduğu ve karşılığının zamlı ücretinin ödendiğinin yazılı belgeyle ispatlanamaması karşısında davacının genel tatil ücretine hak kazandığına hükmedilmiştir.
Davacının hafta tatili alacağına ilişkin hafta tatillerinde çalıştığı ve buna dair ödemenin davalı işverence ispat edilememesi nedeniyle bu alacağa hak kazandığına hükmedilmiştir.
davacı tarafça son aya ilişkin 30 günlük ücretin ödenmediğinin beyan edildiği, dosya kapsamından davacıya ücret ödemesi adı altında bir kısım ödemelerin yapıldığının anlaşıldığı, bu ödemelerin mahsubu ile davacının bakiye ücret alacağı bulunduğu, ödendiği davalı tarafından ispat edilemediğinden davacının bu alacağa hak kazandığı gerek tanık beyanları, gerek bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Fazla mesai talebine ilişkin olarak hastalık, mazeret izni, ücretli izin, dini bayram günleri çalışılmayan günler nedeniyle hayatın doğal akışına uygun görüldüğünden hesaplanan fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ücret alacağından %30 hakkaniyet indirimi yapılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı taraf karara karşı istinaf yasa yoluna başvurarak davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, faiz hesaplamasının dava tarihinden itibaren hesaplanması gerekmesine rağmen mahkemece harç tamamlama dilekçesinin ıslah dilekçesi olarak kabul edilip faiz hesabının artırım dilekçesinden itibaren hesaplandığı, vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
Davalı istinaf dilekçesinde özetle;
Davalı taraf davacının aralıklı çalıştığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, SGK kayıtlarının esas alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, asgari ücretle çalışmasına rağmen ücretin 2500 TL kabul edildiğini, gerçek ücret araştırmasının hukuki zorunluluk olduğunu, ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ispatlanamamasına rağmen davacı işçi lehine karar verildiği sebepleriyle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN DEĞERLENDİRME VE GEREKÇESİ
Hukuk Genel Kurulu kararına göre alacakların belirsiz alacak olup olmadığının belirlenmesi için her bir alacak kaleminin ayrı ayrı değerlendirilmesi gereklidir. Ücret ve ihbar tazminatı taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği, diğer alacak kalemlerinin ise belirsiz alacak davasına konu edilebileceği ve bu nedenle ücret ve ihbar tazminatı taleplerinin hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar karar verilmesi gerekmektedir.
Faiz itirazları ise fazla çalışma, ubgt ve hafta tatili alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edilebileceği nedeniyle faiz başlangıcının dava tarihi olması gerekir. Bu alacaklar yönünden faiz hesabı ıslah tarihinden hesaplanması hatalıdır.
Fasılasız çalışma yönünden ise, 4857 sayılı İş Kanunu 20.maddesi gereği iş akdinin fesih nedenini ispatla yükümlü davalı tarafın haklı nedenle fesih olgusunu ispat edememesi, SGK kayıtlarında aralıklı çalışma olmasına rağmen tanık beyanlarına göre aralıksız çalışma yapıldığı ve fakat emsal ücret ve tanık beyanlarına göre ücret hesabı yapılarak hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur.
Ödendiği davalı işveren tarafından ispatlanamayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücretine hükmedilmesinden usul ve yasaya aykırılık yoktur
Sonuç olarak ihbar tazminatı ve ücret alacağı belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği için bu yönden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine, belirsiz alacak davasına konu edilebilen diğer alacak kalemlerinin faiz başlangıcının artırılan kısım dahil olmak üzere dava tarihi olması nedeniyle davacının bu yönden istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu karar 5221 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 8/3 maddesine göre miktarı 40 bin TL’yi geçmemesi nedeniyle kesin olarak karara bağlanmıştır
KARAR ANALİZİ : Bölge Adliye Mahkemesi kararında da görüleceği üzere şu hususlara özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışanların dikkat etmesi gereken hususlar şunlardır:
Fazla mesai alacaklarında zamanaşımı 5 yıl olup bu konuda fazla çalışmalarınız var ise iş akdinin sonlanmasını beklemeyin. Aksi takdirde sadece dava açtığınız tarihten geriye doğru 5 yıllık fazla mesai alacaklarınızı alabilirsiniz.
Fazla mesai yaptığınıza ilişkin yazılı belgeleri biriktirin
Dava açarken ihbar ve ücret alacağını belirsiz alacak davası olarak açmayın
Diğer işçi alacaklarında faizin alçak hesaplanmaması için belirsiz alacak davası olarak açabilirsiniz.
Ücretinizin SGK nezdinde alçaktan gösterilmesi durumu varsa fazla ücret aldığınızı buna dair yazılı belge ile ispatlamak sizin için daha kolay olacaktır. Bu nedenle çalıştığınız süre içinde buna dair hiç olmazsa mesaj,whatsup,mail kaydı bulundurun.
İstinaf sınırı 40 bin TL olması nedeniyle davanız daha hızlı bitecektir.