0

Beraat Eden Sanığın Açtığı Tazminat Davasında Muvafakat Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı (Şinasi Umaz Kararı Analizi)

Bu yazımızda Anayasa Mahkemesi’nin Şinasi Umaz kararından bahsetmek istiyorum. ( Karar Tarihi :23.10.2019)

Ceza muhakemesi Kanunu 141 ve devamı maddelerinde düzenlenen tazminat davaları uygulamada beraat eden sanıklar yönünden büyük önem arz etmesine rağmen Ağır Ceza Mahkemelerince avukata verilen vekaletname işlevsizleştirilme pahasına vekalet tarihi yeni olmasına rağmen beraat eden sanığın da mahkemede hazır olması gerektiği yönünde kararlar verilmekte ve hazır olunmadığında davanın kesin olarak usulden reddine karar vermektedirler.

Bu şekilde reddedilen bir olayda başvurucunun vekili meslektaşımız tarafından konu Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yoluyla taşınmıştır. Uygulamada verilen haksız ret kararlarını doğrudan ilgilendiren bu kararı Çarşanbalı Hukuk Bürosu olarak sizlerle paylaşmak istedim. 

Başvurucu hakkında kasten yaralama iddiası ile gözaltı yapılmış ve Sulh Ceza Hakimliği’ne tutuklanması istemiyle sevk edilmiştir. Sulh Ceza hakimi tarafından başvurucu hakkında adli kontrol (ayda 2 kere) karar verilmiştir. Yapılan soruşturma sonucunda başvurucu hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir.

Bunun üzerine başvurucu, vekili aracılığıyla gözaltı ve ayda iki kere imza atmak suretiyle adli kontrol kararı verilmesi nedeniyle Ceza Mahkemesi Kanunu 141 ve devam maddeleri gereği dava açılmıştır.

Ağır Ceza Mahkemelerinde CMK 141 ve devamı maddelerinden kaynaklı dava açılırken dikkat edilmesi gereken hususlardan biri olan vekaletnamede özel yetki bulunması olup bu başvuruya konu olan davada başvurucunun vekiline vermiş olduğu vekaletnamede CMK 141 ve 142 maddelerine göre dava açmaya yetkili olduğu yazılıdır.

Ağır Ceza Mahkemesince dava hakkında tensip kararında davacının davaya muvafakatinin olup olmadığı , suç tarihinde ne ile uğraştığı gibi hususların sorulacağından mahkemede hazır bulunması istenmiş ama mahkeme başvurucunun yokluğunda sürdürülmüştür. Esasen bunların sorulması yerine tarafa süre verilerek giderilmesi mümkümdür. 

Başvurucunun vekili vekaletnamede yetkili bulunduğundan asilin davada bulunmasına gerek olmadığını beyan etmiştir.

Mahkemece 2016 yılında davanın kesin olarak reddine karar verilmiştir. Gerekçesinde her ne kadar vekaletnamede özel yetki olsa da tutukluluk ile tahliye tarihleri ile vekaletname tarihi nazara alındığında genel vekaletname ile açılan bu davada davacının muvafakatinin mahkemece sorunlu görüldüğünden bahisle davayı kesin olarak reddetmiştir. Oysa başvuru olan beraat eden sanık gerekçeli karardan sonra vekiline vekaletname vermiştir. 

Ret kararı üzerine başvurucu vekili aracılığıyla anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur. bireysel başvuru hakkı Anayasanın 148.maddesinde düzenlenmiştir.Bireysel Başvuruya ilişkin usul ve esasla 03.04.2011 tarihli anayasa Mahkemesinin kuruluşu ve yargılama usulleri hakkında Kanun’un 45.ci maddelerinde düzenlenmiştir.

Anayasa mahkemesince bu başvuruyu incelenirken atıf yaptığı  mevzuat maddeleri :

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141.Maddesi : Tazminat İsteme 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141.Maddesi : Tazminat istemenin koşulları

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 73.maddesi : Davaya vekaletin kapsamı

1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 2.Maddesi : Avukatlığın amacı

1136 Avukatlık Kanununun 56.maddesi: Örnek çıkartabilme ve tebligat yapabilme hakkı

Anayasa mahkemesince bu başvuruyu incelenirken atıf yaptığı yargısal kararlar :

Yargıtay 12.CD 2012/20169 E. 2012/25570 K : Tazminat DavasındaÇok önce çıkartılan vekaletname ile açılan davaya davacının muvafakatinin devap edip etmediği araştırılmalıdır (mealen)

 

Yargıtay 12.Ceza Dairesinin 2014/5206 E. 2014/14301 K.sayılı Kararı’ndaki muhalefet şerhi:  Genel vekaletnameye dayalı olarak açılan davanın dava dilekçesinin davacıya tebliğ edildiği ve davacının muvafakat etmediğine dair beyanı bulunmadığından bozulmaması gerektiği.

 

Yargıtay 12.CD 2014/6604 E., 2014/25759 kararı: Beraat kararından kısa bir süre geçtikten sonra dava açıldığı , davanın ekinde yeni tarihli ikamet tezkeresi sunulduğu , bu hususun da vekalet ilişkisinin devamı anlamına geldiğinden yargılamaya devam edilmeli ve karar verilmelidir. Davacının hazır edilmesine gerek yoktur.

Yargıtay 12.CD 2015/17004 E, 2017/3175 K (Uyuşmazlık konusu ile ilgisi olmayan bir karar)

12.CD. 2016/2933 E.i 2017/5785 K. (Muhalefet Şerhi) genel vekaletname ile dava açılması, vekaletname ilişkisinin sona erdiğine ilişkin iddia ve bilgi bulunmaması, mevcut genel vekaletnamenin davacı adına dava açma hak ve yetkisini içerdiği, vekaletnamede özel yetki bulunmamasına rağmen bunun tazminat davası açılmasına engel teşkil etmeyeceği

12.CD. 2017/489 E. 2017/8062 K. Sayılı Karar: Genel yetki olmamasının tazminat davası açmaya engel teşkil etmeyeceği hususlarına atıf yapılmıştır.

Anayasa mahkemesince bu başvuru incelenirken atıf yaptığı uluslararası hukuk ve ilgili kararlar :

İHAS 6/2 maddesi : herkesin medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlık konusunda karar verecek bir mahkeme tarafından davasının görülmesini isteme hakkı. 

Golden/Birleşik Krallık ( B.No:4451/70,21.02.1975) kararı: Kararda mahkemeye erişim hakkının 6/1 madde güvence altına alındığından bahsetmektedir.

Şeref Yılmaz ve Meryem Yılmaz /Türkiye ve Eşim/Türkiye kararları : Mahkemeye erişim hakkın konusunda devletlerin düzenleme yapması, belli ölçüde sınırlama yapması ancak mahkemeye erişim hakkının özünü zedeleyecek şekilde ve genişlikte kısıtlanmamasına dair karar.

Bireysel Başvuru aşamaları 

Adalet Bakanlığı Görüşü: Anayasa ve AİHM içtihatlarına atfen başvurucu mahkemeye erişim hakkının değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Anayasa mahkemesi bu başvurunun mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar vermiştir.

Hakkın Kapsamı ve Müdahalenin Varlığı

Mahkeme mahkemeye erişim hakkının kapsamını belirlerken  Özbakım, Özel Sağlık Ltd ve Mohammed Oynosah bireysel başvuru kararlara dayanmıştır.

Bu kararlarda Anayasa Mahkemesi tarafından mahkemeye erişim hakkı Anayasanın 36.Maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün bir unsuru olarak yorumlanmıştır.

Anayasa Mahkemesine göre hak arama özgürlüğü temel hak olmanın yanı sıra diğer temel haklardan gereken şekilde yararlanmayı ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden biridir.

Koruma tedbirleri nedeniyle açılan tazminat davalarında genel vekaletname ve bu vekaletnamede özel yetki bulunmasına rağmen davacı asilin muvafakatinin bulunmaması nedeniyle gerekçe gösterilerek reddedilmesinin mahkemeye erişim hakkına bir müdahale teşkil ettiği açıktır.

 

Müdahalenin İhlal oluşturup oluşturmayacağı

Anayasa Mahkemesine göre mahkemeye erişim hakı hakkın özünü zedeleyecek şekilde sınırlandırılamaz

Dava konusu yapılmış hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması derece mahkemelerinin takdirindedir.

Anayasa Mahkemesinin görevi uygulanan hukuk kurallarının nasıl yorumlanması gerektiği hususunda değil benimsenen yorumun etkilerini incelemek , bunların hak ve özgürlükleri ihlal edip etmediğini saptamaktadır.

Ancak derece mahkemelerinin hukuk kurallarının yorumunda bariz takdir hatası veya açık bir keyfilik içermesi , bunun hak ve özgürlüklere müdahale teşkil etmesi halinde anayasa Mahkemesi denetim hakkına sahiptir. (Ahmet Sağlam Başvurusu)

Somut Olayda

Derece mahkemesi asilin muvafakat vermesi şartının kanuni dayanağını göstermemiş, sadece Yargıtay içtihadına atıf yapmıştır.

Hak ve özgürlüklerle ilgili müdahale ancak bir kanunun varlığını zorunlu kılar. Bir konu hükmünün bulunmaması böyle bir müdahaleyi anayasal temelden yoksun bırakır (Ali Hıdır Akyol ve diğerleri)

Başvurucunun vekili yeni vekalet alarak dava açmış , asile tebliğ çıkmış ve bu duruman aksi bir iddia dosyada mevcut değildir. Ağır Ceza Mahkemesinin davayı reddetmesi kendi kararında belirttiği Yargıtay kararları ile bağdaşmamaktadır.

Anayasa Mahkemesi bireysel başvurularda mutlaka tazminat kararı verecek şeklinde algı olmasına rağmen mahkemece yeniden yargılama için dosya yerel mahkemeye de gönderilebilmektedir. Bu başvuruda da mahkemece 6216 sayılı kanunun 50.maddesi bağlamında tazminat talebi il ilgili olarak başvurucunun talebi hakkında yargılanma yapılması için dosyanın Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek tazminat talepleri reddedilmiştir.

Bu kararla birlikte uygulamada farklı kararlar hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından hakkın özüne zarar veren uygulamalar hakkında ihlal kararı verilmiştir. Bu kararı uygulamada birlik sağlanması ve avukata verilen vekaletnamenin güvenilirliği bakımından sizlerle paylaşmış olduk.

Saygılarımla

AV.ŞAHİN ÇARŞANBALI

17.12.2019

Bir cevap yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *